Nicky Jam Trump desteği neden geri çekti?

Başlar başlamaz söylemek isteriz ki, günümüzde pop ve politik dünyanın arasında dolaşan ince ipler var. Ünlü reggaeton yıldızı Nicky Jam, Donald Trump’a olan desteğini çekince herkes şok oldu. Kim unutur ki, Pueto Riko hakkında söylenmiş “yüzen çöp adası” şakası… Ancak bu sadece basit bir sanatçı ayrılığı değil, aynı zamanda Latin Amerikalı kimliğimizi ilgilendiren hassas bir mesele.

Nicky Jam’ın Destek Çekilişi ve İroni

Bir ay önce, Las Vegas’taki Trump mitinginde Nicky Jam, Donald Trump’a çıkış yapmıştı. Fakat Madison Square Garden’daki bir başka mitingde Tony Hinchcliffe, Puerto Rico için alaycı bir espri yapınca, Jam göz açıp kapayıncaya kadar çark etti. Nicky Jam endorsement artık “geçmişin güzel hatıraları” arasında yer alıyor.

Bu ironi, bir yandan ekonomik çöküntülerle boğuşan, diğer yandan Latin Amerika toplumuna olan saygının zedelenmesiyle uğraşanlar için tam bir hayal kırıklığı. Bu da çoğumuzun kendimize sormasına neden oluyor: Kamusal figürler gerçekten politik etki yaratabilir mi?

Komedyen Yorumundan Sosyal Medyaya Duygusal Tepkiler

Duygular tereyağından kıl çekercesine kayıyor. İşte tam da bu yüzden komedyen Tony Hinchcliffe’nin “Porto Riko yüzen çöp adası” esprisi sosyal medyada yankı buldu ve tüm Puerto Riko hayranlarının kalbinde bir yara açtı. Nicky Jam, social media reactions (Instagram) üzerinden sinirini belli ederek bu espriden duyduğu rahatsızlığı anlattı ve halkından gelen desteğin gücünü arkasına aldı.

“Biz Latin Amerikalılar ekonomik zorluklar altında eziliyoruz ama kalbimiz Puerto Riko’ya ait. Duygusal olarak buradayız! Biz, kalp ve direnişiz!”

Bu duygusal açıklama birçoklarının diline dolandı; Bad Bunny, Luis Fonsi ve Jennifer Lopez gibi sanatçılar, bu olay sonrası seslerini yükseltti.

Diğer Sanatçılardan Gelen Tepkiler ve Solidarite

Latin kökenli yıldızlar, Nicky Jam’ın bu şikâyetini yalnız bırakmadı. Başka sanatçılar da, özellikle reggaeton dünyasından isimler, bu utanç verici şaka karşısında

• Bad Bunny: Instagram’da açıkça Kamala Harris‘e destek vererek durumu sessiz kalmayı seçmeyen bir savaşçı ruhla kınadı.
• Ricky Martin: Şakanın hem ırkçı hem de ayrımcı olduğunu ifade etti ve halkının acısını kalbinde hissettiğini belirtti.
• Luis Fonsi: Puerto Riko’nun önemini ön plana çekip, bu tür söylemlerin kabul edilemez olduğunu sosyal medya aracılığıyla paylaştı.

Bu sanatçılar, sadece mesajlarıyla değil kalplerindeki cesur direnişle de Puerto Rican identity etrafında sağlam duvarlar örüyorlar.

Politik Sahnedeki Sızlamalar ve Önlenemez Etkiler

Latino voters, bu olaydan sonra bölgesel gerginlikleri yeniden tartışmaya açtı. Komedyen Hinchcliffe’nin sözü Trump’ın ya da ekibinin değil diye açıklama geldi ama bu açıklama Latin Amerikalı seçmenler için yeterli miydi? Kısa cevap: Hayır.

2024 presidential election için Nevada’da Latin oylar altın değerinde sayılırken, Obama sonrası Kamala Harris için Maná sahne alırken, Trump’ın kampanyası bu konuda nasıl bir manevra yapacak, hep birlikte göreceğiz.

Erken Oy Kullanma ve Seçim Atmosferinin Karamsarlığı

Erken oy verme dönemi başlayınca birçok kişi durup düşünmek zorunda kaldı. Swing states gibi Pennsylvania, North Carolina ve Georgia’daki Latin seçmenlerin oyları oldukça çok önem taşıyor. Artık herkesin gözü kulağı Kamala Harris‘te!

Özellikle, Latin Amerikalı topluluğun hassasiyetlerine dikkat eden politikacılar bu kıymetli oylar için stratejilerini yeniden şekillendirecek.

Sonuç ve Düşünceler

Nicky Jam’ın Trump’a destek çekişi, basit bir ünlü olayı değil, toplumsal ve politik etki yaratan karmaşık bir mesele haline geldi. Pueto Riko kimliğimiz, enternasyonal bir sorumlulukla birlikte artan bir siyasi varoluştur artık.

Latin Amerikalıların anakaradaki etkisi, bu yıllarda hiç olmadığı kadar güçlü bir ses kazandı ve bu ses geleceği şekillendiren bir tını taşıyor. Gözümüz kulağımız, Latino seçmenlerinin kalp ve ruh birliğiyle nasıl bir etki yaratacaklarında.

Bu politik gelişmeler, seçmenlerin önümüzdeki günlerde 2024 presidential election için çok daha fazla bilinçle hareket etmeleri gerekeceğini gösteriyor.

Bu gibi makalelerle toplumsal mizahın ne olursa olsun sınırları aştığını görüyoruz. Porto Riko’da bir kalbimiz olduğunu asla unutmamız gerektiği ise bir kez daha açık ve net ortada.